Geçmişte uygulanan ve fiyat artışlarında ve düşüşlerinde yumuşak geçiş olanağı sağlayan Akaryakıt İstikrar Fonu benzeri bir uygulamanın yeniden gündeme getirilmesinde yarar vardır
2008’deki resesyon döneminde talepteki düşüş fiyatlarda sert gerilemeye yol açarken, 2012’den itibaren ABD’deki kaya gazı petrolünün de etkisiyle petrolde arz fazlası şoklara neden olmaktadır.
Petrol fiyatlarındaki  düşüş, dünyada yaşanan ekonomik büyümede gerileme olurken,  petrol üreten ülkelerin bazı siyasi mülahazalarla bir şekilde üretimlerini kısmamaları ve ABD’deki kaya gazı petrol üretiminin artması sonucu  arz fazlası nedeniyle gerçekleşmektedir.. Bunun sonucu olarak da yeni denge fiyatının önceki 10 yıla göre oldukça düşük olması beklenebilir.
Petrol fiyatlarının düşmesinin Türkiye ekonomisine etkisi ise çok sınırlı kalmaktadır. Bunda da en önemli etken, birincisi petrol alım sözleşmelerinin orta ve uzun vadeli olması ve anlık fiyat değişmelerinin fiyatlara hemen yansımaması, ikincisi ise döviz kurundaki artışların petrol ithal maliyetini artırmasıdır.
Aslında geçmişte uygulanan ve fiyat artışlarında ve düşüşlerinde yumuşak geçiş olanağı sağlayan Akaryakıt İstikrar Fonu benzeri bir uygulamanın yeniden gündeme getirilmesinde yarar vardır. Böyle bir uygulama, fiyatlar düştüğü zaman bu düşüşü hemen fiyatlara yansıtmayarak ve bu miktarı fonda tutarak, fiyatlar arttığında da bu artışı hemen fiyatlara yansıtmayarak ve düşüş nedeniyle biriken fonu burada kullanarak petrol fiyatlarında istikrar sağlamak açısından yararlıdır. Bu uygulama özellikle döviz kurlarında aşırı dalgalanmanın olduğu ve bu dalgalanmanın süreceği dönemlerde oldukça yararlı olacaktır. 

Leave a Reply

Your email address will not be published.