KALKINMA PLANI, BÜYÜME, CARİ AÇIK, MALİ AFLAR 1620 2013 yılının yarısını geride bırakırken Türkiye ekonomisini yakından ilgilendiren güncel bazı gelişmeler aşağıda ele alınmıştır. 2014-2018 dönemini kapsayan Onuncu Beş Yıllık Kalkınma Planı TBMM’ne sunulmuştur. Sözkonusu dönemde yeni kalkınma planına göre, büyüme yıllık ortalama yüzde 5.5 olarak öngörülürken Türkiye’nin kronik sorunu işsizlik için belirlenen hedef yıllık ortalama yüzde 8.2 olarak tahmin edilmiştir. Bu ise ülkemizin en önemli sorunlarından birisi olan işsizliğin önümüzdeki dönemde de devam edeceğini göstermektedir. Cari açığın milli gelire oranının ise yine aynı dönemde yıllık ortalama yüzde 8 – 6 aralığında oluşacağı öngörülmüştür. Anlaşılan o ki , cari açık ekonomik büyümesini dış kaynak odaklı modele dayandıran Türkiye’nin bir diğer önemli sorunu olmaya devam edecektir. Kalkınma Planlarının genelde kamu için zorunlu, özel kesim için ise yol gösterici bir özelliği vardır. Ekonomide kamunun ağırlığının fazla olduğu ve ekonominin dışa açık olmadığı dönemlerde kalkınma planları işlevini başarılı bir şekilde yerine getirmiştir. Ancak, ekonomide kamunun ağırlığının azaldığı ve ekonominin dışa açık ve küresel sistemin bir parçası olduğu, gelişmelerin çok hızlı yaşandığı günümüzde beş yıl gibi uzun sayılabilecek kalkınma planlarının çok da fazla öneminin kalmadığı söylenebilir. Nitekim her yıl yayınlanan Orta Vadeli Mali Plan ve Mali Program günün koşullarına uygun olarak sürekli olarak revize edilmektedir. Ama bu kalkınma planı yine de ileriye yönelik bir öngörü olarak ihtiyatla kabul edilebilir. 2013 yılı 1. Çeyrek Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) rakamları açıklandı. Buna göre, Türkiye ekonomisi yılın ilk çeyreğinde beklentilerin de üzerinde yüzde 3 oranında büyüdü. Bu trend devam ederse 2013 yılı için öngörülen yıllık yüzde 4 büyüme rakamına çok rahat ulaşılabilir. Cari açık ise 2013 Ocak-Nisan döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 17.2 oranında artarak 24.3 milyar dolara ulaşmıştır. Özellikle 2013 Nisan ayı itibariyle bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 80 civarında artan cari açığın bu trend devam ederse yıl sonu itibariyle 60 milyar dolara ve milli gelirin de yüzde 7-8 seviyelerine ulaşacağı tahmin edilmektedir. Burada önemle üzerinde durulması gereken husus ise, ekonomik büyümenin cari açıktaki artışla paralel gitmesidir. Yani, ne kadar cari açık o kadar büyüme. Son 10 yılda cari açığın finansmanı ile ilgili olarak, başta özelleştirme ve özellikle özel sektör borçlanması olmak üzere çıkarılan mali aflar da etkili olmuştur. 2013 Ocak tarihinde servetin kaynağının sorulması yani nereden buldun yasasının iptalini saymaz isek son çıkarılan 2013 Mayıs tarihli af ile birlikte 2003-2013 döneminde toplam dört adet mali af çıkarılmıştır. Böylece Cumhuriyetten bu yana çıkarılan mali af sayısı 30 olmuştur. Yani neredeyse her üç senede bir mali af. Mali aflar mali sistemdeki bozukluğun maalesef hem sebebi hem de sonucudur. İngiltere’de bugüne kadar hiç mali af çıkarılmamış, Hollanda’da ise 1941’ de bir kez mali af çıkarılmış olduğu dikkate alındığında mali afların hiç bir zaman mali sorunların nihai çözümüne katkı sağlamadığı sadece geçici çözüm olduğu görülecektir. Tasarruf oranının yüzde 13 gibi çok düşük düzeyde olduğu ülkemizde ekonomik büyümenin cari açıktaki artışa yani dış kaynağa bağlı olması aslında normal karşılanmalı. Burada tek çare, tasarruf oranının en az yüzde 25-30’ lar seviyesine yükseltilmesi ve özellikle katma değeri yüksek üretim yapılması konusunda gerekli tedbirlerin alınmasıdır. Leave a Reply Cancel Reply Your email address will not be published.CommentName* Email* Website Bir dahaki sefere yorum yaptığımda kullanılmak üzere adımı, e-posta adresimi ve web site adresimi bu tarayıcıya kaydet.