Küresel kriz etkilerini sürdürmeye devam ederken ve uluslar arası alanda finansal mimari yapının değişimi ile ilgili hazırlıklar yapılırken, son dönemde ülkemizde de finansal piyasaları yakından ilgilendiren oldukça önemli mevzuat düzenlemeleri yapılmıştır.
Bunların başlıcaları ; Temmuz 2012’de yürürlüğe giren Türk Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu ve BASEL II Prensipleri ile Finansman Şirketleri, Finansal Kiralama ve Faktöring Kanunu, Bireysel Emeklilik sisteminde yeni düzenleme ve Sermaye Piyasası Kanunu olarak sıralanabilir.
Ekonomide devrim mahiyetinde olan bu mevzuat ve prensipler aslında modern Türkiye ekonomisi için oldukça önemli yapı taşlarıdır.
Finansal piyasalarla ilgili son düzenleme Sermaye Piyasası Kanununun (SPKn) tümden değiştirilmesi olmuştur. 2004 yılında başlatılan AB’ ne uyum çalışmalarına paralel hazırlanmış olan kanun Ocak 2013’ de yürürlüğe girmiştir.
Öncelikle, sermaye piyasasının temel unsurlarından olan İs tanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) ile ilgili köklü bir reform yapılmıştır. Kanun ile İ MKB ve İ stanbul Altın Borsası (İAB) , “BORSA İSTANBUL” adı altında bir anonim şirket yapısında birleştirilmiştir. Özel şirket statüsünde 2002 yılında İ zmir’de kurulan Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsasının (VOBAŞ) ise bu oluşumun bünyesinde yer alması konusunda çalışmalar devam etmektedir. Böylece sermaye piyasasının önemli kurumlarının uluslararası finans merkezi olma yolunda İstanbul’da tek bir borsada birleştirilmesi gerçekleşmiş olacaktır.
Sermaye piyasası hukukunda ilk defa olarak “borsacılık” faaliyeti tanımlanmış ve borsaların rekabete açık hale getirilmesi, piyasa işleticiliği sistemine ve örgütlenmiş diğer pazar yerlerine ilişkin hukukî zemin oluşturulmuştur.
Sermaye piyasası araçlarının SPKr tarafından kayda alınması sisteminin yerine izahnamenin Kurulca onaylanması sistemine geçilmiştir. Bu husus, iyi anlatılamaması durumunda ileride borsada zarar eden yatırımcıların SPKr’na karşı sorumluluk davası açmalarına neden olabilir.
Şirketler açısından halka arz edilmiş sayılma için aranan ortak sayısı sınırı 250’den 500’e çıkarılmış ve halka açık ortaklık statüsünün kazanılması sonrasında en geç iki yıl içerisinde borsada işlem görmek üzere borsaya başvuru zorunluluğu getirilmiştir.
Halka açık şirketler için kurumsal yönetim ilkelerinin belirlenmesi esası getirilmiştir.
Yatırımcıları Koruma Fonu Yatırımcı Tazmin Merkezine dönüştürülmüş böylece yatırımcıların tazmininin kapsamı da genişletilmiştir.
Sermaye piyasası suçları yeniden tanımlanmış ve bunlara ilişkin yaptırımlar uluslararası uygulamalar dikkate alınarak Türk Ceza Kanunu ile uyumlu bir şekilde yeniden belirlenmiş ve caydırıcılıkları artırılmıştır.
Bunlara ilaveten düşük olan tasarrufların artırılmasına yönelik olarak bireysel emeklilik sistemi yeniden düzenlenmiştir. Bu alanda en önemli yenilik, uygulamada karmaşıklığa ve sorunlara neden olan vergi teşviki yerine doğrudan devlet desteğinin verilmesidir.
Burada bir eksiklik , halka açık bankaların denetimi ve düzenlenmesi konusunda hem Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) hem de SPKr’ nun yetkili olması anlamında parçalı yapının düzeltilmemiş olmasıdır.
Bir başka eksiklik ise , yerli yatırımcıların sermaye piyasasına olan güvenlerinin yeniden kazanılmasında ve tasarrufların artmasına katkı sağlaması anlamında, önceki dönemlerde devletçe haklı olarak el konulan banka ve iştiraki şirketlerin mağduru olan yatımcı kitlesinin zararlarının tazmini konusunda yasal bir düzenleme yapılmamış olmasıdır.
Burada üzerinde durulması gereken bir başka husus da finansal piyasaların denetim ve düzenlenmesinin tek çatı altında toplanmasına yönelik bir düzenlemenin yapılmamış olmasıdır. Mevcut sistemde ; bankacılık ile birlikte finansal kiralama, finansman şirketleri ve faktöring faaliyetleri Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunca, sigortacılık kesimi Hazine Müsteşarlığınca ve sermaye piyasası ise Sermaye Piyasası Kurulunca denetlenmektedir. Finans kesimindeki düzenleme ve denetimle ilgili parçalı yapının değiştirilmesi ve çoğu gelişmiş ülkede örneği bulunan Finansal Hizmetler Kurumu adı altında birleştirilmesi bu alanda etkinlik ve koordinasyon açısından yerinde olacaktır.
Finansal piyasaları ve ekonomik yaşamımızı temelden etkileyecek sözkonusu mevzuata ilişkin ikincil düzenlemelerin de kısa sürede tamamlanmasında sayısız yararlar olacaktır.
Leave a Reply